25 Aralık 2010 Cumartesi

Plexiglass'ın dönüşü



Pop Armchair / Piero Lissoni for Kartell

Gözüm iyice alıştı şu plexiglass mobilyalara. Tahmin edileceği üzere Kartell'den...

Kinokuniya

Dünya üzerinde metrekareye en fazla Chanel 2.55'in düştüğü yer olan Dubai Mall'daki Japon kitapçı. Kitapçı dediğime bakmayın, 68.000 metrekarelik bir alana yayılmış, 500.000'den fazla kitap ve 1000'den fazla dergi barındıran bir dünya, nam-ı diğer 'Library'. Favori mekanım...


20 Aralık 2010 Pazartesi

Dikey Bahçeler

Kore'deki Ann Demeulemeester mağazası

İnsanoğlu bir yandan çevreyi hunharca katlederken bir yandan da aslında çok da ucuz ve kolay olmayan yöntemlerle korumaya çalışıyor. Bunlardan bir tanesi de dikey bahçe konsepti. Uzmanlara göre doğru kullanıldığında binaların ısınma ve soğutma masraflarını büyük ölçüde azaltabiliyor. Bunun yanında tıpkı 'yatay' bahçeler gibi bakıma ihtiyaçları var. Sulama bu açıdan ciddi problem olabiliyor, duvarlar yağmur sularından fazla faydalanamayacağı için özel sulama sistemleri geliştirilmiş. Seul'deki Ann Demeulemeester mağazasının dış ve iç cephesini kaplayan mimar Minsuk Chao'ya göre bu bahçeler de diğer bahçeler gibi bakım istiyor, ayrıca bu bahçelere birer yapı malzemesi değil de susamış devasa bir evcil hayvan gözüyle bakmak daha doğru. Ne derler, teşbihte hata olmaz...


18 Aralık 2010 Cumartesi

UBS İşyeri Kılık Kıyafet Yönetmeliği


İsviçre'nin meşhur bankası UBS geçtiğimiz günlerde çalışanları için bir 'dress code' yayınladı. 43 (yazıyla kırk üç) sayfalık bu dress code çalışanların kıyafetlerinden iç çamaşırlarına, tırnaklarından çoraplarına kadar her şeyi düzenlemiş. Örnek olarak kadın çalışanların toplam 7 tane takı takmasına izin veriliyor, daha fazlasının çok süslü olacağı düşünülmüş, etek boyu dizi tam ortalayacak, erkek çalışanların tırnakları 1.5 mm'den uzun olmayacak, saçlarını boyatmayacaklar, ve --bu kısım inanılmaz yaratıcı-- kravatlarını yüzlerinin morfolojisine uygun olmayan şekilde bağlamayacaklar (anlayan varsa beri gelsin).  Soğan-sarımsak yemek de zinhar yasak! 

Ben eğer Facebook veya Google gibi bir şirkette çalışmıyorsanız belli bir 'corporate'lıkta işe gidilmesini savunuyorum. Ama mesela o gün için toplantınız veya katılmanız gereken başka önemli bir şey yoksa, takım elbise giymek de son derece saçma. Önemli olan belli oranda sağduyu kullanıp yerine ve zamanına göre giyinmek. 

UBS haberini CNN'de ilk duyduğumda (onlar da dalgalarını geçtiler.) 'bu insan kaynakları birimi ne içtiyse aynısından istiyorum.' dedim ama bazı maddelere bakınca (üstünde çizgi film karakteri olan çorapların yasaklanması gibi) işi ifrata vardıran bazı çalışanlara cevap olarak hazırlandığını anlamak çok da zor değil. Özet olarak keşke herkes şu giyim-kuşam işinde biraz sağduyusunu kullansa da iş bu noktalara gelmese...

5 Aralık 2010 Pazar

Aşama Aşama Nasıl İkoncan Olunur?

Blogumu çok ihmal ettiğimin farkındayım. En kısa zamanda Dubai izlenimlerimle karşınızda olacağım. Ondan önce bugün internette bulduğum ve hoşuma giden bir şemayı paylaşmak istedim. Sonuç olarak benim bilinç düzeyim henüz çok yüksek, votkayla da aram pek yok, sizlere başarılar!

31 Ekim 2010 Pazar

Lehman Brothers Clutch'ları

Evet yanlış duymadınız: Mali krizin simge ismi, zavallı günah keçisi rahmetli Lehman Brothers'ın koyu yeşil hesap cüzdanları şık birer clutch'a dönüşmüş. Bu trajikomik clutch'ları internetten temin edebilirsiniz.

Savul Jennifer Behr, ben geliyorum!!!

Kendi tasarımım olan taçlar... Üstteki kahverengi çiçekliyi teyzem yaptı. Neredeyse tamamını arada fenalık geçirerek annem sardı. Bilgi ve beğenilerinize...

29 Ekim 2010 Cuma

Simple Human'ın Hisli Çöp Kovası

Tüketicilere rahat ve kullanışlı ürünler sunan Simple Human'ın bu yeni ürünü sensörlü çöp kovası teknolojisinde çığır açmış. Kapağı çok hassas ama sadece trigger zone adı verilen bölgeye yaklaşıldığında açılıyor. Kapak açıldığında sensör çalışmaya devam ediyor, böylelikle çöp kovasıyla işiniz bitmeden kapak kapanmıyor. İşiniz 3 saniyeden fazla sürerse bu akıllı çöp kovası sensörden uzaklaşsanız bile kendiliğinden 30 saniye açık kalmaya devam ediyor. Kendisi hisli olduğu kadar pahalı da: 225 dolar.
Cumhuriyet'in altını oymak, iktidarların her türlü beceriksizliğinin faturasını Cumhuriyet'e çıkarmak isteyenlere inat, Cumhuriyet'imizin ve kazanımlarının 87. yılı kutlu olsun. 

24 Ekim 2010 Pazar

The Social Network bahane, Trent Reznor sahane!

The Social Network filmini Mark Zuckerberg'i ve yaşananları gerçekten anlatıyor mu, film mi yoksa belgesel mi gibi soruları pek fazla kafaya takmadan izledim ve çok beğendim. Filmin soundtrack'i de en az film kadar başarılı, zaten Trent Reznor'dan başarısız bir şey çıkmaz. Trent Reznor bu albümde İngiliz müzisyen Atticus Ross'la çalışmış. Müzik marketinizden isteyiniz, öncesinde şu adresten 5 tane parçayı ücretsiz ve legal olarak indiriniz. 

22 Ekim 2010 Cuma

Ta-Ze


Tariş Ta-ze'nin el kremi l'Occitane Shea el kreminin pabucunu dama atacak cinsten. Diğer ürünler de mutlaka görülmeli, Chicago, Toronto ve Singapur'da da mağazaları var.

Counter Space: Design and the Modern Kitchen







MoMA'da ben döndükten bir gün sonra açılan bir sergi, kaçırdığıma çok üzüldüm. Neyse ki daha önce Bauhaus sanatçılarının eserlerini görmüştüm.  Özellikle savaşların mutfağı nasıl etkilediğini ve degiştirdiğini görmek açısından ilginç... Sergi 14 Mart'a kadar açık, aynı zamanda resmi internet sitesinden de bazı eserleri görebilirsiniz.

21 Ekim 2010 Perşembe

Kelime Oyunu



Türk televizyonlarının gelmiş geçmiş en seviyeli ve eğlenceli yarışma programlarından bir tanesi. Bunda sunucusu A. İhsan Varol'un katkısı büyük. Hem soruları hazırlıyor, hem sunuyor; ayrıca yarışmacılarla iletişimi ve onlara yardım etmede sınır tanımaması (kelimelerle, kelimelerin yetmediği, davul zurnanın az geldiği yarışmacılara mimikler ve el kol hareketleriyle) takdire şayan. En kısa zamanda soru gönderip katkıda bulunmak istiyorum. Bloomberg HT'nin kendi halindeki yarışma programı Pazar günleri hariç her akşam saat 8'de...

20 Ekim 2010 Çarşamba

Pomellato





Geç tanıştığım bir marka Pomellato, Tilda Swintonlı reklamlarındaki kolye ve küpeyi çok begendim. Birçok tasarımda gözüm kaldı, tek tek post edemiyorum, zira hangi birini edeyim, hala yapmadıysaniz buyrun ziyaret edin: http://www.pomellato.it/#/en/home

Blogumu takdimimdir...

Uzun zamandan beri yapmak istediğim bir şeydi blogger olmak... Amerika'da okurken bir New York blogu açmak istedim, kendimce güzel bir isim de buldum ama sonra alındığını farkettim, vazgeçtim.  Amerika'dan döndüm, yeni işe başlama arifesinde blogger olma hevesim yeniden canlandı. Yine bir isim sorunu yaşadım, hakikaten insanın çocuğuna isim bulması kadar zormuş. Her neyse bu ismi annem buldu, tıpkı 28 yıl önce ismimi bulduğu gibi, benim de hoşuma gitti.

Bu blogun belli bir konusu yok, canımın istediği her şeyden bahsedeceğim. Bu macerada benden çok daha deneyimli bloggerlar, kanka, teyze, kuzen, Pelin yardımlarınızı bekliyorum.

Yeni yeni postlarla görüşmek üzere,

E.